Genel
Başkan adayı zannedip akredite antrenörü yarış havuzuna almadılar
Türkiye Yüzme Federasyonu başkanlığına adaylığını açıklayan Cengiz Altaylı zannedilen antrenör, Federasyon yetkililerinin yanlış eşkal ısrarı sonucu deliye döndü. Kimliğini ve akreditasyon kartını göstermesine rağmen Cengiz Altaylı zannedilip havuza alınmayan antrenörün imdadına diğer antrenörler yetişti. Komedi filmini aratmayan olayın detayı bu kadar da olmaz dedirtti.
Başkan adayı zannedip akredite antrenörü yarış havuzuna almadılar
Türkiye Yüzme Federasyonu başkanlığına adaylığını açıklayan Cengiz Altaylı zannedilen antrenör, Federasyon yetkililerinin yanlış eşkal ısrarı sonucu deliye döndü. Kimliğini ve akreditasyon kartını göstermesine rağmen Cengiz Altaylı zannedilip havuza alınmayan antrenörün imdadına diğer antrenörler yetişti. Komedi filmini aratmayan olayın detayı bu kadar da olmaz dedirtti.
Geçtiğimiz Aralık ayında Ergun Gürsoy Yüzme Havuzu’nda yapılan Kısa Kulvar Türkiye Şampiyonası ve milli takım seçme yarışları için tüm sporcu, antrenör ve katılımcılardan covid testi istendi, akreditasyon kartları hazırlandı. Bu güzel uygulama herkesin yüreğine su serpmişken Federasyonun kraldan çok kralcı adamlarının yaptığı bir uygulama ise tüm güzelliklerin önüne perde çekti, pes dedirtti.
Olayın iç yüzü şöyle:
Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanlığına adaylığını koyan Cengiz Altaylı’nın havuzun bulunduğu yere geldiğini haber alan federasyon yetkilileri eşkalini iyice araştırmadan Altaylı’nın havuz içine girmesine engel olmak için kapıda saf tuttu. Cengiz Altaylı’nın covid testi ve akreditasyonu olmadığı için dışarıda kulis yapması federasyon yetkililerini rahatsız edince ortaya trajikomik bir olay çıktı. Finale kalan yüzücüsünün yarışı için havuza gelen ve federasyon yetkililerine verilen eşkalin kurbanı olan antrenör akreditasyon kartını gösterip havuza girmek istedi. Ama federasyonun üst düzey isminin işaretiyle havuza alınmadı. Çünkü antrenör Federasyon Başkanlığı’na adaylığını koyan Cengiz Altaylı zannedildi. Antrenör kimliğini çıkarsa da, akredite kartını gösterse de ne federasyonun yetkili ismini ne de federasyon çalışanlarını ikna edemedi. Yaklaşık 20 dakika antrenör olduğunu ve isminin Cengiz Altaylı olmadığını kimliğini göstererek anlatmaya çalışan genç antrenöre kimse inanmadı. Halbuki Cengiz Altaylı esmer ve koyu renk gözlü, kendisi ise kumral ve mavi gözlüydü. Antrenör Altaylı’dan 25 yaş kadar da küçüktü. Ama gel de bunu kanıtla. Ortak tek yanları ise gözlüklü (Altaylı’nın gözlüğü klasik, antrenörün gözlüğü modern dizayn) olmaları ve üzerlerinde mont olmasıydı (Cengiz Altaylı’nın truncu, antrenörünki ise sarı)! Antrenör, antrenörlüğünü ispat edemedi ama imdadına camianın çok iyi tanıdığı bir başka antrenör yetişti. Yapılan yanlışı federasyon yetkililerine o anlattı güç bela ikna etti. Antrenör havuza girdi ve sporcusu ile buluşabildi.
Yaşanan bu trajikomik olayın ardından kafalarda şu soru işaretleri oluştu:Federasyon Başkanlığı”na adaylığını koyan Çengiz Altaylı’ya uygulanacak olan bu yasaklar ne kadar doğru? Cengiz Altaylı iyi veya kötü yüzme camiasının yakından bildiği bir isim. Başkanlığa adaylığını açıklaması onu yarış havuzlarını ziyaret etmesine engel mi? Covid test sonucu olmadığı sürece doğru, fakat test sonucu olursa ve TYF’ye başvuru yaparsa yarışlara gelebilmeli mi? Sonuçta tesise idareci/antrenör/sporcu dışında giriş yapanlar oldu.
Keşke kapıda çalışanlara eşkal tarif edileceğine içeri girmeye teşebbüs bile etmeyen Cengiz Altaylı’ya gidilip “covid test sonucunuz ve listede isminiz olmadığı için sizi içeriye alamayacağız” denilseydi. Bu nahoş olay da hiç yaşanmazdı. Akreditasyon başvurusu bile olmayan Altaylı için böyle bir koordinasyon kurulması başkanlığa adaylığını koyacaklara gözdağı anlamına mı geliyor bilinmez. Ama yapılanın nasıl bir ruh hali içinde yapıldığı da manidar.
Yaşananları yüzme camiasının takdirine bırakıyoruz.